NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
مُحَمَّدُ
بْنُ
عُبَيْدٍ
حَدَّثَنَا
حَمَّادٌ
عَنْ مُحَمَّدِ
بْنِ
إِسْحَقَ
عَنْ يَزِيدَ
بْنِ أَبِي
حَبِيبٍ عَنْ
مَرْثَدٍ
الْيَزَنِيِّ
عَنْ مَالِكِ
بْنِ
هُبَيْرَةَ
قَالَ قَالَ
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
مَا مِنْ
مُسْلِمٍ
يَمُوتُ فَيُصَلِّي
عَلَيْهِ
ثَلَاثَةُ
صُفُوفٍ مِنْ
الْمُسْلِمِينَ
إِلَّا
أَوْجَبَ
قَالَ
فَكَانَ
مَالِكٌ
إِذَا
اسْتَقَلَّ
أَهْلَ
الْجَنَازَةِ
جَزَّأَهُمْ
ثَلَاثَةَ
صُفُوفٍ
لِلْحَدِيثِ
Malik b. Hübeyre'den demiştir
ki: Rasûlullah (s.a.v.):
"Üzerine
müslümanlardan (oluşan) üç saff (lık bir cemaatin) namaz kıldığı bir müslüman
ölüye (bu namaz Allah'ın cennet ve mağfiretini) vacib kılar" buyurdu.
(Ravi Mersed b. Abdullah
el-Yezenî rivayetine devamla) dedi ki; Mâlik (b. Hubeyre) cenaze için (namaz
kılmaya gelen) halkı az bulduğu zaman -bu hadisten dolayı- onları üç saf'a
ayırırdı.
İzah:
Tirmizî, cenâiz; İbn
Mace, cenâiz
Aslında Allahu Teâlâ üzerine
hiç bir şey vacib değildir. O, herşeye kadirdir. İstediğini yapar, yaptığı
hiçbir şeyden kimseye karşı sorumlu değildir. Fakat sırf. lütuf ve fazlı ile
verdiği va'dlerden de dönmez.
.
Bu itibarla biz
"üç saflık bir cemaatin namazını kıldığı bir müslümanın, kesinlikle
cenneti ve Allah'ın mağfiretini kazandığına" inanırız. Bu inancımız,
Sadece Allah'ın üç saflık müslüman cemaatin, cenaze namazını kıldığı bir
mü'mini affedip cennetine koyacağına dair olan va'dine güvenimizden kaynaklandığı
için, bu inancımızla Allah Teâlâ üzerine bir şeyin vacip .olmadığına dair
inancımız arasında bir çelişki yoktur.